Bitmiyor ve hep kaçıyorum. Gelecek yok ama geçmiş kazınmış. Gelecekte ölüm var. Ne kadar uzakta göremiyorum ama kaçamayacağımı biliyorum. Kendimin de, sevdiklerimin de, eğer hayatımı birleştirmeye değer biri olursa onun da, onunla yapacağım çocuğumun da, en güçlü insanların da, sokakta sevdiğim köpeğin, evimde beslediğim kedimin de…
Herkesin öleceğini, ne yaparsak yapalım, “kalıcı” bir şeyler üretsek de onları deneyimleyecek herkesin de unutulup tarihin sonsuz sayfalarına gömüleceğini biliyorum. O sayfalar da yanıp gidecek. Sevmek bile anlamsız. Ölümsüz hissettiriyor, bu dünyanın ötesine götürüyor. Ama hayat engel oluyor. Tam sevecekken araya duvar koyuyor. İçimizi nefretle korkuyla endişeyle dolduruyor. O endişe zamanla bizi ele geçiriyor.
Çevremizde demir parmaklıklar olmayınca dışarıdan bakan herkes bizi özgür sanıyor, ancak parmaklıklar içimizde, nereye gitsek bizimleler. Vücudumuzla benliğimiz arasında, uykuyla uyanıklık arasında bir yerdeler.
Ayık kalmak istemiyorum. Ayık kaldıkça acı çekiyorum. Bir şeyleri değiştirmem gerektiğini biliyorum ama kontrol bende değil. Kontrolün bende olduğu illüzyonuyla kendimi uyutamayacak kadar ayığım işte. Keşke hep uyusam. Uyku çok huzurlu, bu dünyanın tüm haksızlıkları birkaç saatliğine bile olsa kayboluyor. Günün ilk ışıklarıyla gerçeklikten kaçmaya başlıyorum, insanlar, olaylar, güneşin ışığı bile üzerime üzerime geliyor. Uyanmak istemiyorum. Gece yıldızların altında sonsuza kadar, bir şeylerin güzel olabileceği umuduyla uyumak istiyorum. Gözlerimi kapatıp sonsuza kadar geçmişte, kafamın içindeki güzel dünyada kalmak, bir daha hiç gözlerimi açmamak istiyorum. Orada insanlar güvenilir, yalan söylemiyorlar, ne istediklerini biliyorlar. Yalnızca saf bir sevgi var. Bu dünyada olmayan, gerçekten ihtiyacımız olan türden, bozulmamış. Bu dünyadaki gibi yüzümüze gülüp, sevebilecek gibi gösterip arkandan iş çeviren türden, duygularını hedonizm seviyesine indirecek kadar sefil ve orospu ruhlu değil.
Kum saatini tersine çevirip zamanı tersine akıtmak, güneşi çok uzağa fırlatıp sonsuz gecenin huzurunu yaşamak istiyorum. En saf, en temiz hayvanların verdiği güveni verebilecek insan istiyorum. Ama yok.
“Gerçek” dünya hiç de gerçek değil sanırım. Kafamın içindeki “hayal” dünyam gözlerimi kapadığım anda daha gerçek. Her yer simsiyah ve en güzel renklerle canlandırabiliyorum. Yalnızca bir kez bile olsa.
Yine de daha güzel, yine de daha gerçek.
Ne pahasına olursa olsun.
Kapak görseli: @psynake yani ben.