Cumartesi Çıkmazsanız Depresyona Girme Nedeniniz: FOMO

Cumartesi akşamı. Herkes planlar yapmış. En in mekanlar full, malum herkes trendy takılmalı. Deliler gibi içilmeli, snap‘ler atılmalı, story’ler zaten olmazsa olmaz. Tabii ki tüm fotoğraflarda içkiler ve shot bardakları görülmesi, erkekler seksi görünmeye çalışan düğmesi açık gömleklerle, kızlar ise duckface ya da değişik gözlüklerle poz vermeli.

Bunlar yanlış demiyorum asla, hepimiz eğlenmeye çıkar, kafamız iyi olunca komik şeyler yaparız. Hayattan keyif almak bu sonuçta. Ancak asıl “sorun” haftasonunu evde geçirdiğimizde başlar. Herkes dışarıda eğlenirken, en güzel mekanlarda en cool insanlarla en karizmatik pozları verip yüzlerce kişi tarafından izlenirken sen evinde yatağında elinde telefon Facebook’da aşağı scroll edip duruyorsun. Ne kadar da ezikçe!

İyi haber: bu sadece bir illüzyon. Hayır, evde oturduğun için ezik değilsin. Modern hayatın ve sosyal medyanın, çoğu insanda ortaya çıkmasında büyük rol oynadığı bu durumun bir adı var: Fear of missing out (FOMO, ya da Türkçesiyle: Kaçırma Korkusu). Genel olarak herkes bir şeyler yaparken, ortada dışarı çıkıp eğlenebilmek gibi şanslar varken bütün bunları kaçırıyor olmaya verilen bu durum, özellikle sosyal medyayla oldukça içli dışlı insanlarda daha çok gözlemleniyor. Çoğu insan sorgulamadan yalnızca cuma ve cumartesi günü çıkıp eğlenmeye programlanmış olduğundan dolayı herhangi bir sosyal medya platformunu açtığınızda hep eğlenen insanları görüyorsunuz. Çok az kişi Cumartesi gecesi evinde kahvesini içip kitabını okurken snap koyuyor, çok az kişinin “ya hayatımdaki sahte insanlar beni bugün dışarı çıkıp iyi bir mekanda eğlenmediğim için yargılarsa” korkusu yok. Gerçekten eğlenmenin hakkını verip arada anı olsun diye güzel fotoğraflar koyanlara lafım yok tabii ki, ancak belirli bir görgü ve kültür seviyesinin üzerinde olan bu grup maalesef azınlık. Asıl lafım özenti gençliğe, insanları overpriced yerlerde ne kadar fotoğrafı olduğuna göre seçen kişiliksizlere.

Benim hayatımda böyle insanlar yok (buldukça da kalıcı olarak çıkartıyorum), ancak çevremde çoğu insanın bu durumdan rahatsız olduğunu görüyorum bu yüzden yazma ihtiyacı hissettim. Başkalarının yüzeysel beğenisine ihtiyaç duymayan biri tek başına da evinde güzel zaman geçirebilir. Hayır, hiçbir şey kaçırmıyorsun. Çoğu insan gerçekten eğlenmiyor, yalnızca imaj çizip eğleniyormuş gibi görünüp eğlendiğini sanıyor. Amaçları ilgi ve popülerite. Çünkü çoğu kişi fikirleriyle ve zekasıyla değil, yalnızca dış görünüşleriyle insanları etkileyebiliyorlar. Toplum bu psikolojik savaşa farkına bile varmadan alet oluyor. Çoğu insan farkında bile olmadan bu trend‘e uyuyor ve yapmacık yaşıyor. Kendilerine doğru kabul edileni olduğu gibi alıp sorgulamadan yaşıyor. Yüzeysel popüleritenin, fikir olmadan, özünde gerçek bir şey olmadan bir balona dönüşmenin güzel bir şey olduğunu sanıyorlar.

Eh, bize de o balonun şişip şişip patladığı gün onu izlemek düşer.

Eğer insanların ne kadar eğlendiğine bakıp kendinizi ezik hissediyorsanız, bir dahaki sefere bunun yalnızca o insanların başka hiçbir şeyi olmadığından yarattıkları psikolojik bir oyun olduğunu hatırlayın.

Sevgiler!